Birinci Dünya Savaşı, Almanya ve Avusturya-Macaristan'daki hem isyancı hem de isyancılara yaklaşırken, 3 Kasım 1918'de isyan ederek, devrimci sosyalist Komünist Partinin kızıl bayraklarını yükseltti ve emperyalist hükümetlerini yıkmakta Rus örneğini takip etmekle tehdit etti.
Ekim 1918’in son haftasında, Merkez Güçlerin Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorluğu’nun üçünden biri ateşli silahlara ulaşma konusunda görüşmelerde bulunurken, dördüncü, Bulgaristan Eylül’de bir tanesini sonuçlandırdı. 28 Ekim'de, Alman Deniz Kuvvetleri'ndeki 1000 denizci, Kuzey Denizi'ndeki İngilizlere karşı son bir hendek saldırısı yapma emrindeki komutanların emirlerini yerine getirmeyi reddettikten sonra tutuklandı. Alman filosunu immobilize ettikten sonra direniş kısa bir süre sonra Alman Kiel kentine yayıldı ve 3 Kasım'da bazı 3.000 denizci ve işçi komünizmin bayrağını yükseltti. Kiel valisi Amiral Wilhelm Souchon, isyanı bastırmak için hükümete sadık deniz kuvvetleri çağırdı; 8 isyancı öldürüldü, ancak genel direniş devam etti.
Bu arada, eski Macar başbakanı Kont Istvan Tisza'nın 31 Ekim'de komünist liderliğindeki Kızıl Muhafız üyeleri tarafından öldürüldüğü Budapeşte'de olduğu gibi Viyana'da da devrim patlak verdi. Karmakarışık imparatorluğuyla Avusturya-Macaristan hükümeti 3 Kasım'da Müttefik güçlerle bir ateşkes sağladı ve I. Dünya Savaşı'na katılarak sona erdi. Aynı gün Moskova'da, Komünist lider olan Avusturya isyancılarına destek veren kitlesel bir mitingde Vladimir Lenin muzaffer bir şekilde şunları söyledi: “Dünya devriminin ilk gününün her yerde kutlanacağı zaman yaklaşıyor.”