1945’teki bu günde, Nagasaki’nin bombalanmasından sadece bir gün sonra, Japonya, Başkan Harry S. Truman’ın atom bombasına son vermesini emrettiği için, koşulsuz teslim olma koşullarını Potsdam Konferansı’na kabul ettiğini beyan ediyor.
Savaşın kovuşturulmasıyla ilgili günlük kararlardan uzak durmuş, Pearl Harbor'ı bombalama kararı da dahil olmak üzere Savaş Konseyinin kararlarını lastik damgalama yapan İmparator Hirohito, sonunda daha fazlasını yapmaya mecbur olduğunu hissetmişti. İki Bakanlar Kurulu üyesinin emriyle imparator, Konseyin özel bir toplantısına davet edildi ve başkanlık etti ve koşulsuz teslim olma anlamına gelen Potsdam Konferansının şartlarını kabul etmeyi düşünmeye teşvik etti. “Ulusun artık savaşı idare edemediği ve kendi kıyılarını savunma kabiliyetinin şüpheli olduğu açık görünüyor.” Konsey, teslim olmak için ayrılmıştı; Üyelerin yarısı, imparatorun teslimiyet öncesi ele alınmadan önce savaş sonrası Japonya'daki kalıtsal ve geleneksel rolünü sürdüreceği konusunda güvence istedi. Ancak Hiroşima’nın 6 Ağustos’taki bombalanması, 9 Ağustos’taki Nagazaki ve Sovyet’in Mançurya’yı işgal etmesi ve imparatorun Konsey’in “dayanılmaz” olduğu yönündeki talebi üzerine kabul edildi: Japonya teslim olacaktı.
Tokyo, İsviçre ve İsveç'teki büyükelçilerine serbest bırakıldı ve ardından Müttefiklere geçti. Potsdam Deklarasyonunu resmen kabul etti, ancak “belirtilen Deklarasyonun egemen yönetici olarak Majestelerinin ayrıcalıklarını önyargılı kılan herhangi bir talebi içermemesi” şartını da içeriyordu. Ulaşan Washington, Başkan Truman, Japon halkına daha fazla acı çekmek istemiyordu özellikle de “bütün bu çocuklar” üzerine, atom bombası durması emrini verdi, ayrıca “Majesteleri” ile ilgili şartın anlaşma kırıcı olup olmadığını bilmek istedi. Washington ile Tokyo arasındaki müzakereler başladı. Bu arada, Japonya ile Mançurya'daki Sovyetler Birliği arasında vahşi mücadele devam etti.