Başkan Woodrow Wilson, 1918’de bu günde Kongre’den önce kadınların oy kullanma hakkını güvence altına almak için bir konuşma yaptı. Temsilciler Meclisi, kadınlara oy hakkı tanıyan 19. anayasa değişikliğini onaylasa da, Senato henüz tedbiri oylamadı.
Wilson, ilk döneminde (1913-1917) kadınların oy hakkı konusunda bir miktar ılık tutum sergilemişti. 1917'de, Beyaz Saray dışındaki mağdurlar tarafından davalarına sadece dudaklarına hizmet ettiği için öfkelenerek seçildi. Birkaç kadın tutuklandığında, hapse atıldığında ve açlık grevine başladığında protestolar bir kültüre ulaştı. Wilson, tutuklu gazetecilerin zorla beslendiklerini öğrenmeleriyle dehşete düştüler ve sonunda davalarını savunmak için adım attılar. Suffragistler ve destekçileri, Wilson'un o zamanlar, Birinci Dünya Savaşı'nda yurtdışında savaşan oğullarını ve kocalarını desteklemeleri istenen ve ev cephesindeki savaş çabalarına katkıda bulunan ülke kadınlarına ödeme borcu olduğunu kabul etti. 30 Eylül’deki Kongre’ye yaptığı konuşmasında Wilson, “Bu savaşta kadınların ortakları olduk” diyerek bu borcu kabul etti. Onları yalnızca bir acı ve fedakarlık ve zarafet ortaklığına kabul edip, ayrıcalık ve hak ortaklığına değil mi kabul edelim? ”
Wilson’un o gün karıştırdığı sözler, değişikliği geçmek için gereken oyları bulamadı. Tasarı, Senato'da öldü ve Kongre'nin nihayet kadınlara oy hakkı veren 19. değişikliği geçmesi bir yıl daha olacaktı.