1920'de, bu günde, Nobel Barış Ödülü, ABD Başkanı Woodrow Wilson'a Birinci Dünya Savaşı'nı bitirip Milletler Cemiyeti'ni kurma çalışmaları nedeniyle verildi. Her ne kadar Wilson, Oslo’daki ödül törenine katılamadıysa da, ABD’nin Norveç Büyükelçisi Albert Schmedeman, Wilson’dan Nobel Komitesine bir telgraf sundu.
Wilson'ın gelecekteki uluslararası çatışmayı önlemek için bir plan geliştirmedeki katılımı, Ocak 1918'de “On Dört Puan” ı belirttiği zaman başladı. Ancak politikasının temel dayanağı, uluslar arasındaki çatışmalara barışçıl çözümler getirecek uluslararası bir örgüt oluşturmaktı. Wilson’un On Dört Puanı, yalnızca I. Dünya Savaşı sonunda Fransa, İngiltere ve Almanya tarafından imzalanan barış anlaşmasının temelini atmakla kalmadı, aynı zamanda 20. ve 21. yüzyılların başında Amerikan dış politikasının temelini de oluşturdu. Milletler Cemiyeti hiçbir zaman gerçekleşmediyse de, büyük ölçüde ABD Kongresi tarafından onaylanmadığı için, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan Birleşmiş Milletler için maviyi oluşturdu.
Wilson kazandığını öğrendiğinde, Ekim 1919'da çektiği felç veren felçlerin kalıntı etkileriyle mücadele eden topal ördek oldu. bu nedenle ödülünü şahsen kabul edemedi. (İnme, Amerikan seçmenlerinden Versailles barış anlaşmasını ve Milletler Cemiyeti’ni onaylamak için isteksiz bir Kongre’ye baskı yapmalarını istemek için zorlu bir ülke içi turun ortasında gerçekleşti.) Nobel Komitesi’ne yaptığı telgrafta, Wilson’ın minnettar olduğunu ve barış nedeniyle yaptığı çalışmaların tanınmasıyla “harekete geçti” ancak “tarif edilemez savaş dehşetinden kurtulma” için daha fazla çabaya ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Wilson, Birleşmiş Milletlerin Birliğinin yerine geçtiğini görmek için yaşamadı Milletler. Şubat 1924'te 68 yaşında öldü.